Ağustos 10, 2013

Harvard Business School'da Size Ne Öğretirler?-Kapitalizmin Mutfağında Geçirdiğim İki Yıl


İş kitapları okumaya başlamam ile birlikte Harvard Business School(Hardvard İş Okulu)'a kitaplarda o kadar çok rastladım ki çok merak ettim ister istemez.Araştırayım istedim biraz kıskançlıktan ne yapacağımı bilemedim.Dünya Ticaretine yeni boyutlar katan yegane kurumlardan biri olduğunun farkına ancak Dünya Ticaretine yön verenlerin kariyerlerini araştırınca şahit oluyorsunuz.Bu araştırma ve kıskanma süreci rutin olarak devam ederken bir gün genelde kitaplarımı aldığım Beşiktaş'ta ki bir kitap evinde bahsini edeceğim kitapla ile karşılaştım.

Kitap gerçekten öğreci bütçesini aşacak bir fiyattaydı lakin almak zorunda hissettiğim için,bu zorunluluk tam olarak böyle bir kitap aramamdan kaynaklanıyor,alıverdim.Kitabın sürükleyici olması moda-mod bir yaklaşımdan ziyade biraz anı,biraz bilimsel ve biraz da komik anlatımdan kaynaklı.Kitabı elinize aldığınızda bırakamayacakve "ne kadar çalışıp kaç senede 140,000$ biriktirebilir de Harvard'a MBA'ya gitme şansını yakalarım" diye düşüneceksiniz.

Kitabın içeriğine gelirsek;
Daily Telegraph gazetesinde Paris Büro şefi olan aynı zamanda kitabın yazarı Philip Delves Broughton'un MBA yapmak üzere Harvard'a başvurusu sonrası kabul edilmesi ve iki sene boyunca gördüğü eğitimi tüm yönleriyle anlatması olarak özetleyebiliriz.Biraz daha açarsak,yazarın kapitalizmin mutfağı olarak lanse ettiği Harvard'a günlük yaşamın nasıl geçtiğini,MBA'da hangi derslerin okutulduğunu,bu derslerin temel yaklaşımının ne olduğunu,okulun profesörlerinin nasıl insanlar olduğunu,dünyanın her tarafından gelen MBA öğrencilerinin nelerin peşinde olduğunu,okula gelen ünlü iş adamlarının MBA öğrencilerine neler anlattığını ve tüm bunların gerçek yaşamla ilişkisini okuyacaksınız.


Benim kitap hakkında ki düşüncelerime gelecek olursak,okulumda almış olduğum derslerin bende çok sığ kaldığını bu kitabı okuyunca anladım.Örneğin,finans derslerinde öğrendiğimiz kaldıraç olayının aslında ne yaman bir olay olduğunu ancak bu kitabı okuyunca fark ettim.Keza Excell'in bir Harvard'lı için hava ve su kadar önemli olduğunu...Dahası,bu okulda okuma şansına erişenlerin önlerine ne kadar önemli kapıların açıldığını ve Ekonomi ile alakalı bölümlerin aslında tüm mesleklerden ve alanlardan önde geldiğini.

Bu meyanda, öncelikle bu kitabı dilimize kazandırdığı için Pınar Şiraz ve Ümit Şensoy'a teşekkürlerimi sunarken,bir bayram hediyesi olarak bu kitabı siz değerli kardeşlerime tanıtmaktan
haz duyuyorum.Mutlaka okuyunuz,okuyunuz ve okuyunuz!