Ağustos 10, 2013

Ramazan Bayramı ve Tekstil Sektörü



Selamlar sevgili dostlarım,arkadaşlarım ve kardeşlerim.Öncelikle her birinizin Ramazan Bayramınızı kutlarım.Sevdiklerinizle birlikte daha nice bayramlar geçirmenizi Cenabı Allah'tan niyaz ederim.

Bu bayram günü,hazır bayram kutlaması ile yazıya başlamışken,çocukluğumdan beri gelen bayramların bende ki farklı hissiyatına da değinmek istiyorum.

Çocukluğumdan beridir ailemin işlettiği iki mağazamızda çalışırım ben.Çoğunlukla işlerimizin hareketli olduğu günlerde mutlaka ama mutlaka o mağazada olmak ve çalışmak zorundayım.Zorundaydım aslında.Çünkü çocukken zorla gittiğimi söylemeliyim.Çokça oyuna dalarak gitmeyi unuttuğumu ve pek değerli babamdan fırça yediğimi hatırlıyorum. :)

İşte bu işlerimizin hareketli olduğu zaman dilimlerinden iki tanesi de Ramazan ve Kurban Bayramı zamanları.İşlerimiz bayrama iki hafta kala yoğunlaşır ve ben özellikle son hafta olmak üzere mağazalarda aktif olarak çalışırım.Sadece mağazada mı?Toptancılara gider ürün alırım,mağazalar arası ürün taşırım,terziye giderim ve aynı zamanda müşteriler ile ilgilenir satış yaparım.Tabi patron çocuğu olmam nedeniyle de psikolojik olarak çalıştığım an mağazanın müdürü de hissederim kendimi.

Aslında bu anlattığım hikayeyi ben beş yaşımdan beri yaşarım.Yanlış duymadınız!Ben beş yaşımdan beri bayramlarda mağazalarımızda çalışırım.Bazen yakın arkadaşlarıma "ben tezgahın tozunu soludum da geldim İşletme Fakültesi'ne" derken sanırım pek ciddiye alınmamamın nedeni bu hikayemi paylaşmıyor olmam.

O nedenle Bayramlar bende farklıdır.Mesela bayramlık gibi bir kaygım hiç olmadı benim beş yaşımdan bu yana!Bayram günü klasik bir doksanlar çocuğu olarak torpil patlatmalar,arkadaşlarla grupça gezmeler,kız kaçıranları kaçırmalar olmadı benim hayatımda.Çünkü bayram arefelerinde mağazalar gece 3 4 gibi kapatılır,şayet erkekseniz bayram namazı beklenir daha sonra uyunur efendim.Harçlık problemim hiç olmadı mesela ki çevremde bana harçlık verecek düşünceli bireylerimiz de yoktu hani ailem dışında.Harçlık problemim yoktu çünkü ciddi manada bayram zamanı çalıştığım için babam zamana göre harçlık denemeyecek ölçüde para verirdi bana,emeğimin karşılığı olarak.

Sözün özü eğer perakendeci iseniz bayram günü öğleye doğru çökersiniz.Bu itibarla,bayramlar benim için daha çok dini boyutu olmak üzere ticari boyutuyla da önemlidir.Bunu burada anlatıyor olmam bir hayıflanma mı?Değil!bunu burada anlatıyor olmam bir övünme mi?O da değil!Bunu burada anlatıyor olmam sadece ama sadece bayramın benim için ne olduğudur efendim.Eksikliğini hissediyor olmam kesinlikle ama kesinlikle hayıflanma değildir sevgili babacım. :)

Kim ne derse desin arefe günü saat dörtlere beşlere kadar çalışmak güzeldir.Çünkü muhabbeti sohbeti ayrıdır.Mesela müşteri saat iki gibi çekilir caddelerden.Savaş alanına dönmüş mağaza toparlanır,o sırada kendini müdür sanan patron çocuğu esasında harbi patron ile alışverişe gider.Bayram namazı kılınmadan şekerler alınır,tatlılar alınır,içecekler ve kurabiyeler...Bir güzel yenir.Sonra işçinin terinin ve emeğinin hakkı olarak istediği ve beğendiği elbiseleri kendilerine bayramlık olarak ücretsiz olarak almaları emredilir.Bayram için harçlıklar dağıtılır ve Sadakallahülazim diyerek kepenk kapatılır.Mutlaka yaşanılası bir olaydır.Bu vesileyle bayramınızı tekrar kutlar sizlere selam ederim.