Temmuz 31, 2013

Bir Başarısızlık Hikayesi; Köprü Eğitim Danışmanlığı ve Ben


    Köprü Eğitim Danışmanlığı!Öğrenciden Öğrenciye Pratik Bilgi Transferi!Çok heyecanlı değil mi?Eğitim var,danışmanlık var ve o kadar acayip bir sektör ki bu ciddi miktarda  para kazanabilme durumu var ve sene 2010 yani liseyi bitireli çok olmamış.Kolej çıkışlı olmamdan mütevellit sıklıkla özel derse ihtiyaç duyan bir çevrede yaşıyorum,arkadaş çevremde kardeşi,kuzeni,abisi ve ablası  özel ders alan çokça insan var.Yani becerebilirsem ciddi manada para kazanabilir(d)im.Meseleyi çözüme kavuşturmak için hemen yakın iki dostuma açtım fikrimi.Ciddi ciddi planlar yapıyor(d)um,kurumsal olmalıyım,öğrenci olduğumu fark ettirsem de bunu kazanıma çevirmeliyim ve bu sektörde senelerdir bulunuyormuşçasına bir  duruş sergilemeliyim...

     Kurumsallık;

  On dokuz yaşında bir üniversite öğrencisi için kurumsallık maalesef yaygın hata olan dereyi görmeden paçayı sıvamak oluyor efendim.Logolar,kartvizitler ve özgün dizayn edilmiş broşürler.İnanabiliyor musunuz 270TL para ödemiştik matbaacıya.Matbaacıyı görsem elini sıkardım,müthiş gazlamıştı bizi iş için."Yaparsınız siz,aslansınız siz,kaplansınız siz...".Durur mu dadaş adam o gazı aldıktan sonra.Resmi şirketmişiz gibi davranıyorduk.Ofisimiz varmış gibi davranıyorduk.Sağa sola haber uçuruyorduk.Dahası üç ortaktık ve üç ortağın hiç birinin paraya ihtiyacı yoktu.Hemen hemen üçümüzün ailesinin de ekonomik durumları iyiydi,kolej çıkışlıydık ,geçim kaygımız yoktu hatta biraz abartmış olabilirim dostlarım beni affetsin ama şımarık da sayılabilirdik.
          






(Broşürlerimiz)


     Ortaklığın kardeşlikten öte olduğunu bilen bizler bir şeyi yanlış yapmıştık.Ne miydi?

    Ortaklık;

Ortaklık çok basit bir şeymiş gibi görünse de ve biz üç çok iyi dost olsak da işimizin başarısızlığa uğramasının temel sebebi ne yanlış stratejilerimiz, ne dereyi görmeden paçalarımızı sıvamamız,ne şımarıklığımız ve ne de paraya ihtiyacımızın olmaması idi.Temel yanlışımız ve işimizin yokuş aşağı yuvarlamasının nedeni ortaklığı,iş paylaşımını ve dostluk ile ortaklığı tam olarak ayıramayışımızdı.Bildiğiniz gibi bir organizasyonda ya da şirkette birden çok iş ve süreç vardır.Bunların paylaşımı da muazzam önem arz eder.İşte tam olarak biz bunu anlayamamış ve temel olarak işi üç parçaya ayırıvermiştik.Biricik paralı zengin ailelere mensup öğrencilerimiz ve aileleriyle H.T ilgilenecek,parasal tüm meselelerle F.Y ilgilenecek ve ben ise bu işin  pazarlamasını,koordinesini,Öss sınavında(o zamanlar adı ÖSS idi şimdi çok karışık bilmiyorum) dereceye girmiş öğretmenlerimizi bulacak,onlarla el sıkışıp organizasyonumuzun bütünlüğünü sağlayacaktım.Evet bu kadarcıktı görev paylaşımımız.Kararlarda çoğunluk hakkını  hiç konuşmamıştık bile.Ticari duruşumuzu hiç konuşmamıştık mesela.Keza ortak akla nasıl ereceğimizi de...Ve en önemli şey ticarete bakış açılarımızın farklı olabilme ihtimalini hiç birimiz düşünmemiştik.Benim için ne kadar üzücü olduğunu tahmin edemeyeceğinizi bilerek söylüyorum ki;ben gerçekten bu işi beceremediğim için çok üzülmüştüm.Aileme mahcup olmuştum çünkü benim derslerime yoğunlaşmamı istiyorlardı o zamanlar.
Ortaklığı yanlış anlayan üç adamın çark edişi;

   Evet kartvizitlerimiz tamamdı!Broşürlerimiz,sayısı on beşi bulan derece yapmış öğretmen-öğrencilerimiz.Evet evet!Bizim sistemimizde Öss'de derece yapmış üniversite öğrencileri teorinin altında ezilmeyerek test kitapları üzerinden öğrencileri sınava hazırlayacaklardı hemde öğrencinin istediği yerde.Onlara konu anlatımını test üzerinden yapacaklar ve sloganımızda ifade edildiği üzere "Pratik Bilgi Transferi" yapacaklardı öğrencilerimize.Piyasa koşullarına göre bizim istediğimiz seanslık ücret biraz fazlaydı kabul ediyorum.Ama o zaman bilmiyordum bizim piyasaya ayak uydurmamızın gerektiğini,piyasanın değil..Bir taraftan da bunun hak ettiğimizi düşünüyordum ya her neyse!Kartvizitleri,broşürlerin dağıtımı,öğretmenlerin bulunması ve onlar ile toplantıların yapılmasının yanında üç ortak çevremize yayıyorduk işimizi.Biz insanlara çok şey vadediyorduk da bir iki ay geçmesine rağmen iş bize hiç bir şey vadetmiyordu!Diğer iki ortağım benim aksime çok rahattı,olmazsa olmasın ne olacak durumundaydılar.Anlam veremiyordum gerçekten.Evet benim de paraya ihtiyacım yoktu ama bu işe girmemin bir sebebi vardı işte.Bir şeyler başarabilmek ve bunu özellikle aileme ve mensubu olduğum çevreye kanıtlamak.Ben bunları düşünürken ve günler günleri kovalarken bir gün akşam üstü telefonum çaldı.Hattaki bir arkadaşım,ablası için özel ders istiyordu hemde bir iki seans değil tam tamına bir değil,iki değil,üç değil,dört değil,tam tamına beş  ayrı dersten özel ders talep ediyordu ve bu periyodik olarak beş altı ay devam edecekti.Lakin,özel bir isteği vardı o da sayısal ve sözel dersler için iki kapalı öğretmen.Ve dindar olması önemliydi onun için.Biraz heyecan biraz korku.Nasıl bulacaktık,ne edecektik.Öğretmen portföyümüzde öyle birisi yoktu.Çok acıklı bir şeyle karşılaştım o zamanlar.Müşteri ne isterse sen onu bulmak zorundasın.Kadroyu kurarken siyasi,ideolojik vb. şeylere hiç dikkat etmemiştik.Ha bulduk ha bulacağız derken olmadı.Dindar bir kızla çalışmak çok zordu çünkü müşterimizin istediği tarzda birisine ulaşmak da gerçekten zordu.Zar zor ulaştığımız ve anlaşma masasına oturabileceğimiz arkadaşlarımız da son anda bizden ürktüler her nedense!Ve günler günleri kovalarken bu arkadaşım vazgeçtiğini ve işimizi iyi yapmadığımızı bildirdi bana.Bir ders daha!Kaybettiğin bir müşteri aslında bir müşteri değildir.

    Dindar bir öğrenci-öğretmen ararken bir olayla karşılaştım ki sanırım hayatım boyunca unutamayacağım sevgili arkadaşlarım.Dört koldan dindar iki bayan öğretmen ararken nasıl olduysa bana telefon üzerinden bir bayan ulaştı.Telefonda ki bayan yirmi dokuz yaşında olduğunu,kapalı olduğunu ve iş aradığını söyleyiverdi.Kendimi çok kötü hissettiğimi söylemeliyim.O an içimden ülkemize ve sabır bırakmaz eğitim sistemimize sövdüm.Evet evet sövdüm.Kariyerinin belki de en verimli çağında bir öğretmen ne olduğunu bilmediği daha bir öğrenci olan bana ve adeta insanlara çizdiğim içi boş profesyonel işim için yalvarır gibiydi.Bense maalesef kendime yediremiyordum bizim işimizin ona gitmeyeceğini.Lakin ben her ne kadar yanaşmasam da karşımda ki bayan çok ısrarcıydı.Çok paraya ihtiyacı olduğunu söylüyordu yirmi otuz saniye de bir.Bense biz özel ders aldırıyoruz eğitmene çok az bir ücret veriyoruz bu işten asıl parayı bizim kazandığımızı söylüyor ve eğitmen kadromuzun öğrenci olmasından dolayı çok az ücret almaya kabul olduklarını aktarıyordum.Olmuyordu!O bayan,bu ücrete tamam olduğunu bildiriyordu.Ne yapmalıydım o an bilmiyordum gerçekten.İş stilimiz gereği dersi o veremezdi ve benim biraz gaddar olmam gerekiyordu lakin olamıyordum.En son çareyi ben size döneceğim demekle buldum.Ve dönmedim.Yine bir ders;yaptığın ve yapacağın işte her koşula hazır ol ve için elvermese de gaddar olmamakla birlikte hayır demeyi bil.

     Tükeniş;

    Tükeniş,hemde dostane tükeniş.Ne yardan ne serden geçemeyen Ahmet,işinden vazgeçiyor ve dostunu seçiyor ve her ne kadar dostları "sen devam edebilirsin" deseler de.Meseleyi çok uzattığımın farkındayım ama tükeniş bölümünü de ayrıntısıyla anlatarak bitireceğim.Yazının sonunda da bir sürprizim olacak hatta.Evet,yağlı müşterimizi kaçırmış,dindar öğretmenler bulamamış ve başarısızlığı kabullenmek üzereydik.Yine bir akşam üstü ve yine bir telefon vakası.Hattaki yine arkadaşımdı ve yine bir arkadaşım kız kardeşi için Öss sınavına kadar periyodik bir ders istiyordu hatta sadece kız kardeşi için değil kız kardeşi ile birlikte üç arkadaşı için.Ben biraz Kayseri'li tüccar mantığıyla "hepsine bir anlattırır ve hepsinden ayrı ayrı ücret talep ederim" derken karşıdaki dostumun "tamam kabul ediyoruz" demesiyle irkiliyordum.Yine ben sana dönerim tavrıyla telefonu kapıyor hesap makinesiyle periyot sonunca toplan kazanacağımız parayı hesaplamaya çalışıyordum.Gerçekten ortaya hatırı sayılır bir rakam çıkmıştı.İçimden "Ahmet bunu kaçırma" derken ortaklarımdan F.Y'yi arıyor meseleyi ona açıyordum.Sanırım onu görmesemde avuçlarını ovuşturmuştu ve ben bunu hissedebiliyordum.Aradan bir iki gün geçmeden üç ortak bir araya geldik.Benim meseleyi diğer ortağım H.T'ye açmamla birlikte umutsuzluğum ve moral bozukluğum imkanı yok burada tarif edilemez.Evet!Ortağım H.T ile ortak arkadaşımız ve kız kardeşi ve arkadaşlarına özel ders isteyen arkadaşım arasından bu meseleden dolayı bir kırgınlık oluşmuştu.O konuyu burada anlatmam doğru olmaz lakin H.T'de ve müşterimizde kendilerince haklılardı.Lakin,benim konum çok farklıydı.Biz iş yapıyorduk ve kişisel kırgınlığın ortaklıkta yeri yoktu.Ne olursa olsun temel amacımız para kazanmaktı ve bu işin duygusal boyutu yoktu!Olmadı!Ne ben ne ortağım F.Y. diğer ortağımız H.T.'yi ikna edemedik.Sanki daha önce çok para kazanmışız ve başka müşteriler bulurmuşuz gibi ortağımız H.T. bu işte olmadığını ve bunu kabul etmediğini organizasyonun bir bireyi olarak bildirdi."Ama " dedi "Ama farklı bir isimle ya da Köprü Eğitim Danışmanlığı ismini kullanmadan sen ve F.Y. bu işi yapabilirsiniz" dedi.Tabi bunu demesine dedi de benim o anda onun gözünde gördüğüm o şey beni bu işi yapmaktan vazgeçirdi.İkinci büyük işimizi kaybederken ne bende ne de diğer iki ortağımda bu işi yapacak ya da daha doğru bir ifade ile yapmamızı sağlayacak heves kalmamıştı.İşimizle birlikte ticari anlamda kendimize olan güvenimiz şarampolden aşağı yuvarlanmıştı.Ben dostluğu seçmiştim,dostluğu seçmesine seçmiştim ama bu işi yapmayacağımı da o gün o an o masada bildirmiştim.Ve hayatım için ,yanlış anlamayın lütfen, hem ticari hem de normal hayatım için çok önemli bir ders çıkarmıştım.Ne miydi?Kısa ve net.BİR İŞ NASIL YAPILAMAZ ve MANTIKSIZ ORTAKLIK PARA KAZANMAMAKTIR.Çıkardığım ders bu iki cümle ile ifade edilse de ben yine bir kaç cümle kurmak istiyorum sizlere.Evet dostla iş yapılabilir ve evet dostla yapılan ortaklıkların pek çoğu kötü sonlanmış ortada ne para ne de dostluk kalmıştır.Lakin bunun temel sebebi işi kuralına göre oynayamamaktır.Rolünü bilen herkes,rolü haddince davranabilseydi bizim hikayemizde ve kişisel meselelerini işine yansıtmasaydı hatta ve hatta kişisel kırgınlığı olmasına rağmen para kazanıp ticaret yapmayı "paranın kölesi olmak" olarak addetmeseydi  biz başarılı olabilirdik.Elbette her şeyi buna dayandırmamak gerekiyor.

    Sonuç olarak,Köprü Eğitim Danışmanlığı hezeyanım bana çok şey kattı sevgili arkadaşlar.Ortaklığın ne olduğunu,bir işin nasıl yapılması gerektiğini,ticarette duygusal davranmamak gerektiğini,derslerin nasıl çıkarılması gerektiğini öğrendim.Kazanımlarım çok çok fazla.En önemlisi ise mensubu olduğum çevrede ticaretle ilgilenmeye çalışan biri olarak tanındım.Ticari fikirleri olanlar bana açtılar fikirlerini yorumlamam için ,ortaklık yapmam için mesela ve son olarak bu kalıba ben de kendi kendimi koydum.Ve o masadan ortaklığımı sonlandırdığımı söyleme anından itibaren ben her an he dakika yapabileceğim bir iş aramaya başladım.Karşıma gerçekten fırsatlar ve fırsat olduğunu sandığım pek çok çıktı.Allah kimseyi yapacağı işte utandırmasın ve Allah her birerlerimize ticari hayatımızda başarılar nasip etsin.Selam ve dua ile.